Bürokratik Hayatın Gölgesinde Yazılan Romantik Bir Şiir: Mahmud Sami el-Barudi’nin “Ruhum Senindir” Adlı Kasidesi

19. yüzyıl Mısır’ında vali, bakan, hükümet başkanı gibi önemli görevleri üstlenmesiyle ülke siyasetinde etkili bir isim olan Mahmûd Sâmî el-Bârûdî (مَحْمُود سَامِي الْبَارُودِي), aynı zamanda Arap şiirinde Neo-Klasisizm akımını başlatan ve döneme damgasını vuran önemli bir şairdir. Bârûdî, şiirin basit kelimelerle kaleme alınmasını ve açık bir üsluba sahip olmasını savunmuştur. Şiirlerinde aşk, nesep, gurur, vatan gibi temalar hakim olsa da şiirde tek bir temaya bağlı kalmamış, bu şiirinde de görüleceği gibi konu geçişlerine yer vermiştir. “Kılıç ve kalemin efendisi" (رَبُّ السَّيْفِ وَالْقَلَم) lakabıyla bilinen şairin aşk acısı, sevgiliye duyulan özlem gibi konuları barındıran, aynı zamanda hayata dair bazı nasihatler de sunan “Ruhum Senindir"(لَكَ رُوحِي) adlı kasidesini ve Türkçe çevirisini yazımızda bulabilirsiniz. [1]

https://www.youtube.com/watch?v=VxcZGerzd2s

Önce Şiir

لَكَ رُوحِي

Senindir Ruhum

لَكَ رُوحِي فَاصْنَعْ بِهَا مَا تَشَاءُ

فَهْيَ مِنِّي لِنَاظِرَيْكَ فِدَاءُ

Senindir, dilediğini yap ruhuma

Feda olsun gözlerinin uğruna

لَا تَكِلْنِي إِلَى الصُّدُودِ فَحَسْبِي

لَوْعَةٌ لَا تُقِلُّهَا الْأَحْشَاءُ

Yokluğunla beni bir başıma bırakma

Yüreklerin dayanamayacağı bu acı kafi bana

أَنَا وَاللهِ مُنْذُ غِبْتَ عَلِيلٌ

لَيْسَ لِي غَيْرَ أَنْ أَرَاكَ دَوَاءُ

Vallahi gidişinle tutuldum bir hastalığa

Dermanım da yok, seni görmekten başka

كَيْفَ أُرْوِي غَلِيلَ قَلْبِي وَلَمْ يَبْـ

ـقَ لِعَيْنِي مِنْ بَعْدِ هَجْرِكَ مَاءُ

Kalbimin susuzluğunu nasıl gidereyim

Kalmamışken gözlerimin nemi, ayrılığından sonra

فَتَرَفَّقْ بِمُهْجَةٍ شَفَّهَا الْوَجْـ

ـدُ وَعَيْنٍ أَخْنَى عَلَيْهَا الْبُكَاءُ

Merhamet et bu cana, zayıf düşürdü onu sevda

Ve acı şu gözlere, harap oldular gözyaşlarıyla

أَنَا رَاضٍ بِنَظْرَةٍ مِنْكَ تَشْفِي

بَرْحَ قَلْبٍ هَاجَتْ بِهِ الْأَدْوَاءُ

Senin tek bir bakışına razıyım, şifa veren

Hastalıkların üşüştüğü kalbimin azabına 

نَظْرَةٌ رُبَّمَا أَمَاتَتْ وَأَحْيَتْ

وَمِنَ الْخَمْرِعِلَّةٌ وَشِفَاءُ

Öyle bir bakış ki belki öldürür belki diriltir

İçkide bulunur hem illet, hem de şifa

لَا تَخَلْ نَمَّةَ الْوُشَاةِ صَلَاحاً

فَهْيَ دَاءٌ تَدْوَى بِهِ الْحَوْبَاءُ

İyilik sanma dedikoducuların sözlerini

Canı perişan eden bir hastalıktır aslında

وَمِنَ النَّاسِ مَنْ تَرَاهُ سَلِيماً

وَبِهِ لِلْحُقُودِ دَاءٌ عَيَاءُ

Kimi insanları sıhhatli zannedersin

Kinleri onlarda dermansız bir hastalıktır oysa

فَاحْذَرِ النَّاسَ مَا اسْتَطَعْتَ فَإِنَّ النَّـ

ـاسَ إِلاَّ أَقَلَّهُمْ أَعْدَاءُ

Gücün yettiğince insanlardan sakın

Hepsi düşmandır çünkü, pek azı müstesna

وَاخْتَبِرْنِي تَجِدْ صَدِيقاً حَمِيماً

لَمْ تُغَيِّرْ وِدَادَهُ الْأَهْوَاءُ

Beni dene, samimi bir dost bulursun

Arzuları zedelemez sevgisini

صَادِقاً فِي الَّذِي يَقُولُ وَإِنْ ضَا

قَتْ عَلَيْهِ بِرُحْبِهَا الدَّهْنَاءُ

Sadıktır söylediklerinde; dar gelse de

Tüm enginliğine rağmen ona sahra

Şiir Notları

Mahmûd Sâmî el-Bârûdî Kimdir?

Mahmûd Sâmî el-Bârûdî Kahire’de varlıklı bir ailenin çocuğu olarak 1839 yılında dünyaya gelmiştir. “Bârûdî” nisbesiyle anılmasının sebebi ise dedesinin Îtâyü’l-Bârûd denilen küçük bir kasabada yaşaması ve aileye mensup bazı büyüklerin burada muhtarlık gibi önemli konumlarda görev almasıdır. Dönemin Mısır’ında siyasi ve askeri olarak önemli roller üstlenen Bârûdî, sırasıyla albay ve tuğgeneral rütbelerine sahip olmuş; 1877-1878 Osmanlı-Rus Savaşı’nda ise Mısır’dan gelen kuvvetlerde kumandan olarak görev almıştır. Bu savaşta gösterdiği başarı neticesinde Mısır’a döndüğünde tümgeneral ünvanına layık görülmüştür. [2]

Bârûdî askeri sahadaki başarılarının yanı sıra dönemin Mısır siyasetinde de aktif rol oynamış, özellikle 1879-1882 yılları arasında önemli idari ve siyasi görevlere getirilmiştir. Şarkıye valiliği ile göreve başlamasının ardından Kahire valiliğine, daha sonra ise Şer’iyye ve Evkaf Vekâleti’ne bakan olarak tayin edilmiştir. Milliyetçi bir ideolojiyi benimseyen şair, “Mısır Mısırlılarındır” ilkesiyle yabancılara karşı orduda ayaklanma başlatan Urâbî Paşa’yı desteklemiş ve isyanda aktif rol almıştır. Ne var ki isyanın bastırılmasının ardından sürgünle cezalandırılmış, uzun yıllarını gönderildiği Seylan adasında geçirmiştir. 1900 yılında affedilerek ülkesine dönen şair, 1904 yılında Kahire’de vefat etmiştir. [3]

el-Bârûdî, modern Arap şiirinin öncüsü ve eski şiirin halkı ilgilendiren yeniliklerle canlandırılmasını temel alan Neo-Klasik şiir ekolünün kurucusu kabul edilmektedir. Siyasi ve askeri kişiliğinin yanı sıra Arap şiirine yeniden can verme gibi bir misyonu üstlendiği için “kılıç ve kalemin efendisi” anlamına gelen “رَبُّ السَّيْفِ وَالْقَلَم” lakabıyla anılmıştır. [4] Şair her ne kadar Türk ve Fars edebiyatına hakim olsa da nahiv, aruz, kafiye, bedî gibi ilimlerin eğitimini almamış, şiir yeteneğini anne tarafından kazandığını ifade ederek adeta doğuştan gelen bir yeteneğe sahip olduğunu ikrar etmiştir. Güçlü ve zengin üslubu klasik şiirden alarak gelenekle olan bağını sürdürmüş, güncel meseleleri şiire harmanlayarak ise özgün ve modern bir çizgi yakalamıştır. Şairin benimsediği eski Arap şiirini yeniden ihya etme anlayışı, modern Arap şiirinde görülen yenilikçi akımın ilk örneğini teşkil etmektedir. el-Barudi’nin öncülüğünü yaptığı bu Neo-Klasik şiir akımı, diğer bir ifadeyle İhya ekolü, 19. yüzyılın sonları ve 20. yüzyılın ilk çeyreği arasındaki döneme damgasını vurmuştur. [5]

Çeviri Notları

  • الْأَحْشَاء: Yürek olarak çevirdiğimiz ve الْحَشَا kelimesinin çoğulu olan bu kelime, genel olarak iç organları ifade etmek için de kullanılmaktadır. 
  • أَخْنَى عَلَيْهَا الْبُكاء: Kalıp halinde kullanılan bu ifadenin “zaman / الدَّهْر” kelimesiyle kullanımı yaygın olup  “zamanın (kişiye) zalim davranması أَخْنَى عَلَيْهِ الدَّهْرُ” anlamına gelmektedir. Burada ise gözyaşı ile kullanıldığından “gözyaşlarının harap ettiği” şeklinde bir çeviri tercih edilmiştir.

Yeni Kelimeleri Yoklayalım

Kaynaklar

Şiir için:

el-Bârûdî, M. S. (1998). Dîvânu’l-Bârûdî, thk. Ali el-Jârem ve Muhammed Şefik Mʿaruf. Beyrut: Dâru’l-ʿAvda, 47-48.

[1] Dayf, Ş. (1964). el-Bârûdî Râidüş-şiiri’l-hadîs. Kahire: Dâru’l-Mʿaârif.

[2], [3] Karaarslan, N. Ü. (1992). Bârûdî. TDV İslam Ansiklopedisi, 5, 90-91.

[4], [5]Göçemen, Y. (2020). Mahmud Sâmî el-Bârûdî’nin Şiirinde Özlem. Kahramanmaraş Sütçü İmam Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi, 36, 167-202. 

Kapak Görseli:

Paul Gaugui / Gauguin Bouquets et céramique sur une commode (1886)

Önceki
Önceki

Yalnızlığın Ayazında Bir Kadın, Bir Yazar, Bir Şair: Mey Ziyade'nin Sen Ey Yabancı adlı Yazısı ve Türkçe Çevirisi

Sonraki
Sonraki

Ölümün Kıyısında Hayat: Ebu’l Atahiye’nin Ölüm Savuşturulamaz Adlı Şiiri ve Türkçe Çevirisi