İmam Şafii'nin Bırak Zaman Ne Dilerse Onu Yapsın Adlı Şiiri ve Türkçe Çevirisi
Birazdan okuyacağınız beyitler; hicri 150 (m. 767) doğumlu ve dört büyük imamdan biri olan Şafii’ye aittir. İmam Şâfiî (الإمَامُ الشَّافِعِي), fıkıh bilgisinin yanı sıra dil ve edebiyat yönüyle de öne çıkmıştır. Alimler, Şâfii’nin edebiyat ve dil hususunda çok bilgili olduğunu dile getirmiş ve Arapçanın bir dil olarak nasıl doğru konuşulacağını öğrenmek için onun sözlerine müracaat edilebileceğini söylemişlerdir. İmam Şâfiî, bir divan yazmamış olsa da yer yer söylediği şiirler ve sözler daha sonra başkaları tarafından “Divânu’ş-Şâfiî” adı altında kitap haline getirilmiştir. Bizim burada size sunuyor olduğumuz beyitlerde ise korku, endişe, utanç, cimrilik gibi duygular üzerinden kader, zaman ve ölüm hakkında öğütlerde bulunuyor. Şairimiz olayları kolay kelimelerle sade bir anlatım tarzıyla ifade etmiş. Zevkle okumanız dileğiyle…
Önce Şiir
دَعِ الْأَيَّامَ تَفْعَلُ مَا تَشَاءُ
Bırak Zaman Ne Dilerse Onu Yapsın
دَعِ الْأَيَّامَ تَفْعَلُ مَا تَشَاءُ
وَطِبْ نَفْساً إِذَا حَكَمَ الْقَضَاءُ
Bırak, zaman ne dilerse onu yapsın
Kaderin hükmüne karşı gönlün rahat olsun
وَلَا تَجْزَعْ لِحَادِثَةِ اللَّيَالِي
فَمَا لِحَوَادِثِ الدُّنْيَا بَقَاءُ
Sabır göster cereyan eden olaylara
Dünya olayları kalıcı değil ki
وَكُنْ رَجُلاً عَلَى الْأَهْوَالِ جَلْداً
وَشِيمَتُكَ السَّمَاحَةُ وَالْوَفَاءُ
Sıkıntılara sağlam bir adam gibi diren
Vefa ve hoşgörü olsun senin hasletin
وَإِنْ كَثُرَتْ عُيُوبُكَ فِي الْبَرَايَا
وَسَرَّكَ أَنْ يَكُونَ لَهَا غِطَاءُ
İnsanlar arasında birçok eksiğinle nam salmışken
Bir örtü gelse de şunları saklasa demişsen
تَسَتَّرْ بِالسَّخَاءِ فَكُلُّ عَيْبٍ
يُغَطِّيهِ -كَمَا قِيلَ- السَّخَاءُ
Cömertliği kuşan, zira her ayıbı
Öyle derler ki cömertlik örtermiş
وَلَا تُرِ لِلْأَعَادِي قَطُّ ذُلًّا
فَإِنَّ شَمَاتَةَ الأَعْدَا بَلَاءُ
Sakın düşmanlara karşı ezik gözükme
Zira düşmanın alaylı bakışları başa beladır
وَلَا تَرْجُ السَّمَاحَةَ مِن بَخِيلٍ
فَمَا فِي النَّارِ لِلظَّمْآنِ مَاءُ
Cimriden de cömertlik bekleme
Zira susayana su yoktur ateşte
وَرِزقُكَ لَيْسَ يُنقِصُهُ التَّأَنِّي
وَلَيْسَ يَزِيدُ فِي الرِّزْقِ الْعَنَاءُ
İşleri ağırdan alsan da rızkın azalmaz
Kendini zorlasan dahi rızkın artmaz
وَلَا حُزْنٌ يَدُومُ وَلَا سُرُورٌ
وَلَا بُؤسٌ عَلَيْكَ وَلَا رَخَاءُ
Ne üzüntü daimdir ne sevinç
Ne sefalet kalıcı sende ne de selamet...
إِذَا مَا كُنْتَ ذَا قَلْبٍ قَنُوعٍ
فَأَنْتَ وَمَالِكُ الدُّنْيَا سَوَاءُ
Eğer kanaatkarlık varsa sende
Fark yoktur cihanın sultanı ile aranda
وَمَنْ نَزَلَتْ بِسَاحَتِهِ الْمَنَايَا
فَلَا أَرْضٌ تَقِيهِ وَلَا سَمَاءُ
Ecel kapıya dayandığı anda
Gök dahil sığınamazsın hiçbir yere
وَأَرْضُ اللهِ وَاسِعَةٌ وَلَكِنْ
إِذَا نَزَلَ الْقَضَا ضَاقَ الْفَضَاءُ
Zira Allah’ın arzı geniş olsa da
Kaderin hükmü karşısında kainat dar gelir
دَعِ الْأَيَّامَ تَغْدِرُ كُلَّ حِينٍ
فَمَا يُغْنِي عَنِ الْمَوتِ الدَّوَاءُ
Bırak zaman yapsın hinliğini her vakit
Öyle ya ölüme çare bir ilaç yoktur
Şiir Notları
İmam Şâfiî Kimdir?
İmam Şâfiî'nin hayatı için içeriğimize göz atabilirsiniz: İmam Şâfii'nin Katılaşınca Kalbim ve Daralınca Yollarım Adlı Şiiri ve Türkçe Çevirisi
Çeviri Notları
- “فَإِنَّ شَمَاتَةَ الأَعْدَا بَلَاءُ” kısmında الْأَعْدَا kelimesinin aslı ألأعْدَاء olmakla birlikte şiir zarureti sebebiyle hemze (ء) çıkarılmıştır. Aynı durum 12. beyitteki الْقَضَا kelimesi için de geçerlidir ve aslı الْقَضَاءdır.
- Şiirimizin birçok beytinde son kısmın tenvinli bitmesi gerekirken tenvin almamış olması yine şiirlerde ses uyumunu sağlamak amacıyla yapılan yaygın bir tekniktir. Mesela ikinci beyitte فَمَا لِحَوَادِثِ الدُّنْيَا بَقَاءُ kısmının son kelimesi, nahiv kurallarına göre َبَقَاءٌ olarak bitmeliydi fakat بَقَاءُ olarak okunması tercih edilmiştir.
- 1. Beyitin “دَعِ الْأَيَّامَ تَفْعَلُ مَا تَشَاءُ” cümlesindeki الْأَيَّام kelimesi “günler” anlamına gelmesine rağmen şiirin akışında bunun “zaman” olarak çevirilmesi şairin kastettiği manayı Türkçede daha iyi ifade etmektedir.
- 2. Beyitteki “وَلَا تَجْزَعْ لِحَادِثَةِ اللَّيَالِي / فَمَا لِحَوَادِثِ الدُّنْيَا بَقَاءُ” kısmının birinci cümlesindeki حَادِثَة sözcüğü “olay, kaza, musibet vb.” anlamlarına gelmektedir. İkinci cümledeki حَوَادِث kelimesi ise aynı kelimenin çoğul halidir. Biz bu kelimeyi “olay” olarak anlayarak “sabır göster cereyan eden olaylara” şeklinde çevirdik.
- Bildiğiniz üzere Arapçada şart edatları, kendisinden sonra gelen isim ve cevap olmak üzere iki öge barındırırlar. Şiirin gidişatından yola çıkarak 4. beyitteki إِنْ şart edatının cevabı, 5. beyitteki تَسَتَّرْ fiilidir. Çevirimizi buna göre yaptık.
- 6. Beyitin “فَإِنَّ شَمَاتَةَ الأَعْدَا بَلَاءُ” cümlesindeki شَمَاتَة kelimesi, “Düşmanın başına gelen kötü bir olaya sevinmek” anlamına gelmektedir. Biz bu kelimeyi “alaylı bakışlar” olarak çevirdik.
- 10. Beyitin “إِذَا مَا كُنْتَ ذَا قَلْبٍ قَنُوعٍ” cümlesindeki مَا, zaid mâ(مَا الزَّائِدَة)dır. Yani olumsuz değil bilakis olumlu bir manası vardır. Şiirin akışından anlaşıldığı üzere buradaki anlamı olumludur ve bizde buna göre çevirdik.
- 13. Beyitin “دَعِ الْأَيَّامَ تَغْدِرُ كُلَّ حِينٍ” cümlesindeki تَغْدِر fiili arkadan “vefasızlık yapmak, gafil avlanmak” gibi anlamları vardır. Biz bu kısımda “yapsın hinliğini” olarak çevirdik.
Yeni Kelimeleri Yoklayalım
Kaynaklar
Şiir için:
Hâşîmî, A. (1937). Cevâhiru’l-edeb fî Edebîyyâti ve İnşâi Luğati’l-Arab. Kahire: Matbaatu’n-Nizâm, 472.
Selim, M. İ. (t.y.). Dîvanu'l-İmâmi'ş-Şafiî'l-musemma el-Cevheru'n-nefîs fi Şiiri'l-İmam Muhammed bin İdrîs. Kahire: Mektebetu İbni Sina, 10.
Giriş Yazısı Kaynakları:
Hafâcî M. A. (1985). Divânu'ş-Şafiî. Kahire: Mektebetu'l-kulliyyati'l-Ezheriyye, 3.
Aybakan, B. (2010). Şâfiî – TDV İslâm Ansiklopedisi, 38, 223-231.
Kapak Görseli: