Kalbe Gömülmüş Bir Sevda Yangını: İbnu'l-Ahnef’in Şiiri ve Türkçe Çevirisi
Abbasi Döneminin en meşhur şairlerinden biri olan ve sahip olduğu bu ünü yazdığı iffetli gazellerle kazanan İbnu'l-Ahnef’in (ابْن الْأَحْنَف) şiiriyle karşınızdayız. İslam öncesinden itibaren varlığını Arap yarımadasında sürdüren, Emevî Dönemiyle birlikte gelişen, Abbâsî Döneminde ise etkisini devam ettiren şiirdeki iffetli aşk türü İbnu'l-Ahnef’in şiirlerinin neredeyse tamamını oluşturmaktadır. [1] Şair zaman zaman şiirlerinde maddi aşka yer verse de çağdaşları Ebû Nuvâs ve Beşşâr b. Burd’den farklı olarak iffetli gazel türünde şiirlerini kaleme almış ve sevgilisinin adını gizli tutmasıyla ünlenmiştir. Sevgilisini şiirlerinde bazen “Fevz” bazense “Zelûm” olarak adlandırmıştır, bu nedenle de kimse şairin sevdiği kişinin kim olduğu hakkında bir bilgisi olmazdı. Hatta aşkını sevdiğinden bile sakladığı söylenir. Ancak şairin bunu yapmasının temel sebebi sevdiğini başkalarının sözlerinden korumak istemesiydi, tıpkı şiirimizde geçtiği gibi. Tüm şiirlerinde sevgilisi için bu kapalı dili kullanan şairi daha yakından tanımak için de bu şiiri seçtik.
İbnu’l-Ahnef, Abbâsî Halifesi Hârûnürreşîd’in himayesine girmiş ve geçmişten beri süregelen methiye ya da hiciv şairi sıfatıyla değil bilakis halifenin müsait vakitlerinde ona yarenlik etmek amacıyla halifenin yanında bulunmuştur. Bu sayede siyasi dalgalanmalara karışmadan sanatını icra etmiş ve şiire kazandırdığı yeni üsluplarla sonraki nesillere ilham kaynağı olmayı başarabilmiştir. [2]
Şair şiirde gençlik baharında tutuşan aşkının kaç mevsimi yangınlara kurban ettiğini ama bu yangınların daima üzerine sevgi suları serptiğini bazen hiddetli bazen de nahif bir şekilde bizlere aktarıyor. Kavuşmaları mümkün olmayan bir sevda öyküsünde kimi zaman kanayan yaranın sevgiyle kapandığı kimi zaman da yaraya tuz basıldığını görüyoruz. Vuslatı olmayan bir aşkın peşinde koşan, bu aşkı iyisiyle kötüsüyle baş üstü taşıyan şairin kelimelerine çeviriyoruz artık yüzümüzü.
Önce Şiir
كِتْمَانٌ وَهَجْرٌ
Gizli Tutmak ve Terk Etmek
كَتَمْتُ الْهَوَى وَهَجَرْتُ الْحَبِيبَا
وَأَضْمَرْتُ فِي الْقَلْبِ شَوْقًا عَجِيبَا
Gizli tuttum sevdayı ve terk ettim sevgiliyi
Sakladım gönlümde dağ gibi bir hasreti
وَلَمْ يَكُ هَجْرِيهِ عَنْ بِغْضَةٍ
وَلَكِنْ خَشِيتُ عَلَيْهِ الْعُيُوبَا
Nefretten değildi ayrılışım, bilakis
Sevdiğimin kınanmasından korktuğum içindi
سَأَرْعَى وَأَكْتُمُ أَسْرَارَهُ
وَأَحْفَظُ مَا عِشْتُ مِنْهُ الْمَغِيبَا
Koruyup saklayacağım sırlarını; yaşadığım müddetçe
Laf söyletmeyeceğim gıyabında kimseye
فَكَمْ بَاسِطِينَ إِلَى وَصْلِنَا
أَكُفَّهُمُ لَمْ يَنَالُوا نَصِيبَا
Nice kadınlar vuslat dilediyse de benimle
Ulaşamadı avuçları bir nasibe
فَيَا مَنْ رَضِيْتُ بِمَا قَدْ لَقِيـ
ـتُ مِنْ حُبِّهِ مُخْطِئًا أَوْ مُصِيبَا
Ey sevdiğimden başıma gelenlere
Günahıyla sevabıyla razı olduğum
وَيَا مَنْ دَعَانِي إِلَيْهِ الْهَوَى
فَلَبَّيْتُ لَمَّا دَعَانِي مُجِيبَا
Ey aşkın beni kendisine çağırdığı
Çağrıldığımda icabet ettim
وَيَا مَنْ تَعَلَّقْتُهُ نَاشِئًا
فَشِبْتُ وَمَا آنَ لِي أَنْ أَشِيبَا
Ey daha körpecikken bağlandığım
Ağardı yaşlanmadan saçlarım
لَعَمْرِي لَقَدْ كَذَبَ الزَّاعِمُو
نَ أَنَّ الْقُلُوبَ تُجَازِي الْقُلُوبَا
Hayatıma yemin olsun ki yalan söyledi
Kalbin kalbe karşılık verdiğini iddia edenler
وَلَوْ كَانَ حَقًّا كَمَا يَزْعُمُونَ
لَمَا كَانَ يَجْفُو حَبِيبٌ حَبِيبَا
Eğer iddia ettikleri gibi olsaydı sahiden
Yüz çevirmezdi sevgili sevgiliden
وَكَيْفَ يَكُونُ كَمَا أَشْتَهِي
حَبِيبٌ يَرَى حَسَنَاتِي ذُنُوبَا
İyiliklerimi günah olarak gören sevgili
Nasıl arzuladığım gibi bir sevgili olur ki?
وَلَمْ أَرَ مِثْلَكِ فِي الْعَالَمِيـ
ـنَ نِصْفًا كَثِيبًا وَنِصْفًا قَضِيبَا
Görmedim dünyada senin gibisini
Kalçaları karpuz boyu da selvi gibi
وَأَنَّكِ لَوْ تَطَئِينَ التُّرَابَ
لَزِدْتِ التُّرَابَ عَلَى الطِّيبِ طِيبَا
Ayak basarsan eğer toprağa
Artar toprağın kokusu rayihalarla
Şiir Notları
1) el-’Abbâs b. el-Ahnef kimdir?
Ebü’l-Fazl el-’Abbâs b. el-Ahnef (أَبُو الْفَضْل الْعَبَّاس بْن الْأَحْنَف), kimi kaynaklarda Bağdat’ta kimi kaynaklarda ise Hicaz’ın Yemâme bölgesinde h.133/m.750 civarında doğmuştur. Soyu konusunda ihtilaflı görüşler olan şairin genel kanı itibariyle el-Esved b. ‘Adiyy el-Hanefî el-Yemâmî soyuna mensup olduğu düşünülmektedir. [3]
Eğitim hayatı ile ilgili bir bilgi bulunmayan şairin çok genç yaşlarda şiir yazmaya başladığı, ünlü şair Beşşâr b. Bürd’ün İbnu’l-Ahnef’in sanat hayatının ilk yıllarından söz ederken ondan fetâ (delikanlı) ve ġulâm (oğlan) şeklinde atıflarda bulunması dolayısıyla anlaşılmaktadır. [4] Halife Hârûnürreşîd’in önemli şairlerinden olan İbnu’l-Ahnef, Horasan ve Ermenistan seferlerinde halifenin yanında bulunmuş, ancak sıla özlemine yenik düşerek halifeden izin alarak Bağdat’a geri dönmüştür. Bermekî ailesinin de önde gelen devlet adamlarıyla, özellikle Yahyâ b. Hâlid ve oğlu Ca‘fer ile de yakın ilişkileri olan şairin halifenin ve üst düzeydeki devlet adamlarının beğenisini kazandığı, kendisine bol bağışlar verildiği, devlet bürokrasisinde iyi bir saygınlığa sahip olduğu görülmektedir. Bir söylentiye göre şairin h.192/m.808 yılında Bağdat’ta vefat ettiği, diğer bir söylentiye göre ise Hârûnürreşîd’den (ö. 193/809) sonra, hac sırasında öldüğü ve Basra’da defnedildiği bilinmektedir. Ömer Ferruh ise şairin h.198/m.814 yılında vefat ettiğini dile getirmektedir. [5]
Birkaç mersiye ve hiciv dışında İbnu’l-Ahnef’in şiirlerinin tamamı gazel türündedir. Ömer b. Ebî Rebî‘a, Cemîl b. Ma‘mer, el-Ahvas ve el-‘Arcî gibi Hicaz şairlerinden etkilenen İbnu’l-Ahnef’in şiirlerinde idealize edilmiş kadın tasviriyle platonik aşkı görüyoruz. Şiirlerinde Nercis, Nesrin, Hind, Suâd gibi platonik aşk şiirlerinde kullanılmış birçok sevgili adı geçmektedir. Şiirlerinin büyük çoğunluğu “Fevz” olarak adlandırdığı sevgiliye ithafendir. İffetli aşk türünde yazdığına ek olarak şairin maddî aşkın söz konusu edildiği şiirleri de vardır. Ancak bu şiirleri, Ebû Nüvâs’ın kaleme aldığı şiirlerinin yanında son derece usturuplu kalır. [6] Edebiyat tarihçileri, el‘Abbâs’dan bahsederken, şairin şiirlerinin duruluğuna dikkat çekmiş ve bu şiirlerin bağlı bulunduğu ekolü açıklayabilmek için ‘Uzrî gazel geleneğini hatırlatmaya başvurmuşlardır. İbnu'l-Ahnef’in, seleflerinden aldığı “iffetli aşk” temasını büyük bir ustalıkla devam ettirmesi, Arap şiirindeki önemli mertebelerden birisi olarak değerlendirilir. Elbette ki bu tür el-‘Abbâs’ın öncülüğünde oluşmuş değildir. Ancak onun ilham verici beyitleri, ilerleyen zamanlarda, özellikle de Endülüs edebiyatına yön veren en önemli kaynak olmuştur. Hatta Batı edebiyatlarında “Amour Courtois” olarak adlandırılan gelenek İbnu'l-Ahnef’in yarattığı kültürel mirasla ilişkilendirilmektedir. [7]
İbnu’l-Ahnef’in şiirleri vefatından sonra kâtip ve şair Zünbûr b. Ferec tarafından toplanmış ve bir araya getirilmiştir. Daha sonra ise Ebû Bekir es-Sûlî şairin yazıya dökmüş ve şiirlerinden seçmeler yayınlamıştır. Sûlî’nin İbnü’l-Ahnef’in şiirlerinden yaptığı seçmenin iki nüshası kaybolmuş, üçüncü nüsha ise 1298’de (1881) İbn Matrûh’un divanı ile birlikte İstanbul’da neşredilmiştir. [8]
Çeviri Notları
- وَأَحْفَظُ مَا عِشْتُ مِنْهُ الْمَغِيبَا: Bu dize anlam ve Arapça’daki kullanımı itibariyle dize bizlere “أحفظ له غيابه” yani birinin yokluğunda, o kişiyi korumak, arkasından kötü söz ettirmemek gibi anlamları ifade etmektedir. Biz de bu doğrultuda “Laf söyletmeyeceğim gıyabında kimseye” şeklinde çevirmeyi uygun gördük.
- نِصْفًا كَثِيبًا وَنِصْفًا قَضِيبَا: Dizenin Türkçeye kırık tercümesi “yarısı kumul, yarısı dal” şeklindedir. Ancak bu dize Arapça’da bir deyimdir ve deyim de kadının endamını ve alımlı olmasını anlatır. Deyimin tam çevirisi ise “kalçaları karpuz boyu da selvi gibi” şeklindedir.
Yeni Kelimeleri Yoklayalım
Kaynaklar
Şiir için:
İbnü’l-Ahnef. A. (1954). Dîvânu’l-ʿAbbâs b. el-Ahnef, thk. ʿÂtika el-Hazreci. Kahire: Matbʿaatu Dâri’l-Kutubi’l-Masriyye, 9-10.
[1], [2], [3], [4] Ayyıldız, E. (2019). el-’Abbâs b. el-Ahnef: İdealize Edilmiş Aşk Temalı Gazellerin Abbâsî Dönemindeki Özgün Bir Temsilcisi. BİLTEK Uluslararası Bilim, Teknoloji ve Sosyal Bilimlerde Güncel Gelişmeler Sempozyumu, Ankara, 209-211.
[5], [6], [7], [8] Tülücü, S. (1999). İbnü’l-Ahnef. TDV İslam Ansiklopedisi, 20, 481-482.
Kapak Görseli: