Benlik Üzerine Sorgulama: Nazik el-Melaike’nin “Ben” Adlı Şiiri ve Türkçe Çevirisi

Gerek şiirde serbest ölçüyü kullanması gerekse toplumda süregelen ataerkil yapıyı yıkmak için mücadele etmesiyle 20. yüzyılın en çarpıcı kadın şairi haline gelen Nâzik el-Melâike (نَازِك الْمَلاَئِكَة)’yi konuk ediyoruz. Babası Arapça öğretmeni olduğu için kendisine klasik ve modern eserlerden harmanlanan dil-edebiyat kitaplığı oluşturmuştur, annesi ise Melâike’nin ilk şiirlerinin eleştirmeni olmuştur. [1] Ancak ailede kardeşlerinin değil, sadece Melâike’nin ismini edebiyat dünyasında duyarız. Biliyoruz ki edebiyat ve sanat içten gelmekte, sanatçı kendi iç dünyasını fikri ve estetik açıdan elleriyle işlemektedir.

2007 yılında vefat eden şair, çocukluğunda ülkesi Irak'ın İngiliz mandasından "Irak Krallığı"na geçişine, yetişkinlik çağında ise krallığın yıkılıp cumhuriyetin gelişine şahit olmuştur. Irak'ın yaşadığı değişim ve zorluklarla mücadelesi, defalarca yıkımın eşiğine gelmesi, şairin duygularına da yön vermiş; küçüklükten beri aşina olduğu hüzün, Melâike'de bir ifade biçimi haline gelmiştir diyebiliriz. 

Nâzik el-Melâike, en ünlü şiiri olan “الْكُولِيرَا" (Kolera)'da kolera hastalığından ve hastalığı takip eden ölümden bahsetmektedir. Romantik akımın tesiri açıkça görülen şiiri ile Melâike, modern Arap şiirinin öncüleri arasındaki yerini almıştır.[2] Bizim çevirisini yaptığımız أَنَا (Ben) şiiri ise şairin شَظَايَا وَرَمَاد divanından olup 1948 yılında kaleme alınmıştır. Şairin bu divanı serbest vezin ve çeşitlerini kullandığı için birçok tartışmaya neden olmuştur. Şiir şairin iç dünyasını açtığı, kendisini ve tüm insanlığı meşgul eden kaçınılmaz soruya bir cevap arayan benliktir: “Ben kimim?" Bir okuyuşta bitirebileceğiniz ama size uzun bir süre kim olduğunuzu sorgulatacak psikolojik bir şiir.

https://www.youtube.com/watch?v=0WmBNzFI8IA

Önce Şiir

أَنَا

BEN

اللَّيْلُ يَسْأَلُ مَنْ أَنَا

أَنَا سِرُّهُ الْقَلِقُ الْعَمِيقُ الْأَسْوَدُ

أَنَا صَمْتُهُ الْمُتَمَرِّدُ

قَنَّعْتُ كُنْهِي بِالسُّكُونْ

وَلَفَفْتُ قَلْبِي بِالظُّنُونْ

وَبَقِيتُ سَاهِمَةً هُنَا

أَرْنُو وَتَسْأَلُنِي الْقُرُونْ

أَنَا مَنْ أَكُونْ؟

وَالرِّيحُ تَسْأَلُ مَنْ أَنَا

أَنَا رُوحُهَا الْحَيْرَانُ أَنْكَرَنِي الزَّمَانْ

أَنَا مِثْلُهَا فِي لَا مَكَانْ

نَبْقَى نَسِيرُ وَلاَ انْتِهَاءْ

نَبْقَى نَمُرُّ وَلاَ بَقَاءْ

فَإِذَا بَلَغْنَا الْمُنْحَنَى

خِلْنَاهُ خَاتِمَةَ الشَّقَاءْ

!فَإِذَا فَضَاءْ

وَالدَّهْرُ يَسَأَلُ مَنْ أَنَا

أَنَا مِثْلُهُ جَبَّارَةٌ أَطْوِيَ عُصُورْ

وَأَعُودُ أَمْنَحُهَا النُّشُورْ

أَنَا أَخْلُقُ الْمَاضِي الْبَعِيدْ

مِنْ فِتْنَةِ الْأَمَلِ الرَّغِيدْ

وَأَعَودُ أَدْفُنُهُ أَنَا

لِأَصُوغَ لِي أَمْسًا جَدِيدْ

غَدُهُ جَلِيدْ

وَالذَّاتُ تَسْأَلُ مَنْ أَنَا

أَنَا مِثْلُهَا حَيْرَى أُحَدِّقُ فِي ظَلاَمْ

لاَ شَيْءَ يَمْنَحُنِي السَّلاَمْ

أَبْقَى أُسَائِلُ وَالْجَوَابْ

سَيَظَلُّ يَحْجُبُهُ سَرَابْ

وَأَظَلُّ أَحْسَبُهُ دَنَا

فَإِذَا وَصَلْتُ إِلَيْهِ ذَابْ

وَخَبَا وَغَابْ

Gece benim kim olduğumu soruyor

Ben; endişeli, derin ve karanlık sırrıyım onun

Asi sessizliğiyim

Benliğimi sükûnetle örttüm

Kalbimi şüphelerle sarmaladım

Ve solgun bir yüzle kalakaldım burada

Dikiyorum bakışlarımı ve sual ediyor bana yüzyıllar:

Kimim “ben” acaba?

Rüzgar benim kim olduğumu soruyor

Ben; şaşkın ruhuyum onun, zamanın inkar ettiği

Bir yerim yok, tıpkı rüzgar gibi

İlerliyor da ilerliyoruz, sonu olmaksızın

Geçiyor ve gidiyoruz, durmaksızın

Dönemece ulaştığımızda

Onu ıstırabın sonu zannederiz

Ama bir boşluktur karşılaştığımız

Zaman benim kim olduğumu soruyor

Ben onun gibiyim, bir muktedirim asırları düren

Sonra dirilişler bahşeden

Ben yaratıyorum uzak geçmişi

Neşeli umudun cazibesinden

Sonra gömerim onu gerisin geriye

Dünü yeniden inşa edeyim diye

Yarını donmuş

Ve nefsim benim kim olduğumu soruyor

Ben bir şaşkınım onun gibi, neye baktığımı bilmeden bakıyorum karanlığa

Hiçbir şey huzur vermiyor bana

Soruyorum hiç usanmadan ve cevabı

Örtüyor bir serap daima

Onun hâlâ yaklaştığını sanıyorum

Onu bulduğumdaysa, eriyor

Sönüyor ve yok oluyor

Şiir Notları

1) Nâzik el-Melâike Kimdir?

Bağdat’ta 23 Ağustos 1923 tarihinde dünyaya gelen Nâzik el-Melâike (نَازِك الْمَلاَئِكَة) ismini Fransızlara karşı yapılan devrimlere liderlik eden Suriyeli aktivist ve halk kahramanı Nâzik el-Âbid’den almıştır. Annesinin şair, babasının ise yazar ve Arapça öğretmeni olmasından dolayı edebiyatın adeta yaşam bulduğu bir evde büyümüştür. İlk okumalarını babasının gözetiminde yapan Melâike ilk şiirini daha 10 yaşındayken kaleme almıştır. [3]

1944’te Bağdat’taki Yüksek Öğretmenler Mektebi'nde (Dâru'l-Muallimîn el-Âliye) Arap Dili lisans eğitimini tamamladıktan sonra Princeton Üniversitesi’den İngiliz edebiyatına hakimiyetinden dolayı kazandığı eğitim bursu ile burada edebiyat eleştirisi dersi almıştır. 1954 yılında Amerika’da Wisconsin- Madison Üniversitesi’nde Karşılaştırmalı Edebiyat Bölümünde yüksek lisans eğitimini tamamlamıştır. [4] Farklı sanatlara da bir hayli ilgisi olan Melâike, 1942’de lisansını yaparken müzik eğitimi almıştır. Modern Arap müziği ve dramanın yanında İngilizce, Latince ve Fransızca öğrenmiştir.

20. yüzyılın en önemli şairlerinden olan Melâike, "عَاشِقَةُ اللَّيْل" (Gece Aşığı) adlı ilk şiir koleksiyonunu 1947 yılında yayımlamıştır. Koleksiyonunun ana teması olan hayal kırıklığını; umut, yıkım, yalnızlık, sürgün ve depresyon gibi konular takip etmiştir. Arap şiirinde vezin ölçüsü yerine serbest ölçüyü kullanmasıyla Melâike hem ailesinin hem de çoğunluğunu erkeklerin oluşturduğu döneminin şairlerinin eleştirilerini üzerine çekmiştir.

Serbest ölçüyle yazdığı ilk şiiri olan “الْكُولِيرا” (Kolera) ile Mısır’da yaşanan kolera salgınının insanlarda yol açtığı hüznü konu almıştır. Şairin 1957’de yayımladığı "قَرَارَةُ الْمَوْجَة" (Dalganın Dibi) adındaki üçüncü divanında ise hem geleneksel hem de serbest tarzı harmanladığı görülmektedir.

Feminizm düşüncesini savunan Melâike, toplum üzerindeki ataerkil hegemonyanın yıkılması ve kadının sesinin de topluma yön vermesi için uğraşmıştır. Bu yolda verdiği emekler sonucunda annesi gibi mahlas kullanarak eser veren kadın edebiyatçıların isimlerini kazanmalarının önünü açmıştır. [5]

Haşimi Krallığı yerini 1958’de Irak Cumhuriyeti’ne bırakmıştır, ancak yeni sistemi benimseyemeyen Nâzik el-Melâike bir sene sonra Beyrut’a taşınmıştır. 1960'ta Irak’a geri dönmüştür ve 1961’de Bağdat Üniversitesi Arap Dili ve Edebiyatı Bölümü’nden meslektaşı Abdulhâdî Mahbubâ ile evlenmiş. Ancak bu dönüş politik sebeplerden ötürü kısa sürmüş ve 1969’da eşiyle beraber Irak’tan ayrılmışlardır. Saddam Hüseyin’in iktidara geldiği 1990’e kadar Kuveyt’te yaşamışlardır. Buradan sonraki durakları ise Kahire olmuştur. 20 Haziran 2007’de, tam 83 yaşındayken doğduğu topraklardan uzakta Kahire’de hayatının her döneminde mücadele ettiği bu dünyaya gözlerini yummuştur. [6]

Bazı Divanları:

  • عَاشِقَةُ اللَّيْل (Gece Aşığı-1947)
  • شَظَايَا وَرَمَاد (Şarapneller ve Kül-1949)
  • قَرَارَةُ الْمَوْجَة (Dalganın Dibi-1957)
  • شَجَرَةُ الْقَمَر (Ay Ağacı-1968)
  • يُغَيِّرُ أَلْوَانَهُ الْبَحْر (Deniz Onun Renklerini Değiştiriyor-1977)
  • الصَّلاَةُ وَالثَّوْرَة (Dua ve Devrim-1978)

2) Şair Bize Ne Anlatıyor?

“Gece benim kim olduğumu soruyor / Ben; endişeli, derin ve karanlık sırrıyım onun”

Şair burada gecenin ifade ettiği iki anlama değinmiştir: Bunlardan birincisi renk, ikincisi ise zamandır. Gece, siyahın ondan da öte karanlığın en önemli simgesidir. İnsan derinlere daima gecenin bir yarısı iner, çünkü sabah yaşamak zorundadır ama gece, kendisiyle baş başa kaldığı bir yalnızlıktır. Tüm kaygılarının, hüzünlerinin, sırlarının baş gösterdiği bir zamandır. Şair burada ben geceyim diyerek içinde bulunduğu buhranı yansıtmıştır.

“Rüzgar benim kim olduğumu soruyor / Ben; şaşkın ruhuyum onun, zamanın inkar ettiği / Bir yerim yok, tıpkı rüzgar gibi”

Rüzgar etrafındaki her şeyi savurmasıyla oluşturduğu karmaşıklıkla bilinir. Şairin ben rüzgarım demesinin nedeni rüzgarın her şeyi savurmasından dolayı hiçbir yere ait olmaması -tıpkı şair gibi- ve ait olamamanın hengamesindeyken bir yere ulaşmayı arzu etmesidir. Bu arzuyla ilerlemeye devam eder, daha da ileriye gider ve tam o yere vardığını düşünürken şairi yeni bir boşluk karşılar ve bu boşluk da adımlarını devam ettirip ilerlemesi, yeniden keşfetmesi gerektiğine vurgu yapmaktadır.

Yeni Kelimeleri Yoklayalım

Kaynaklar

Şiir için:

Melâike, N. (1997). Divanu Nâzik el-Melâike (Cilt 2). Beyrut: Daru’l-Avda, 114-117. 

Sevdi, A., ve Ayyıldız, M. (2018). Modern Arap Şiirinde Bir Kadın Olarak “Nâzik El-Melâike”. Iğdır Üniversitesi Uluslararası İslam ve Kadın Çalıştayı, 196-204.

[1], [4], [6] ed-Doseri, D. (2015). Nazik el-Melaike Tahavvulatu'r-Ru'yeti ve'l-Fen. Kuveyt Üniversitesi en-Neşru’l-İlmi Dergisi. 

[2] İbrahim, H. (2015). Bevakîru Hareketi'ş-Şi'ri İnde'r-Ruvvat beyne't-Teessur ve't-Te'sir (Nazik el-Melaike ve es-Suyyab) Unmuzecen. Vasit üniversitesi İnsan ve Toplum Bilimleri Fakültesi dergisi. 

[3] Mumtehin, M., ve Âbâdî, H. (2011.). el-Iğtirâb inde Nazik el-Melaike. Fasliyyetu Dirasati'l-Edebi'l-Muasir, 83-99.

[5] Basri, M. (1994). Alamu'l-Edeb fi'l-Iraki'l-Hadis. Londra: Daru'l-Hikme.

Kapak Görseli:

Charles Demuth / Rooftops and Fantasy (1918)

Önceki
Önceki

Kalemi Kırılan Aşık: Cemilu Buseyne’nin Dâliyyesi (2/2)

Sonraki
Sonraki

Vatansever Şairin Halkına Hicivleri: Ma’rûf er-Rusâfî’nin Kasidesi ve Türkçe Çevirisi